Ana Sayfa - Türkçe Nereye Gidiyor?
  Ana Sayfa
  7/C YI TANIYALIM
  7/C RESIMLERI
  Atatürk
  7-c nin öğretmenleri
  Ziyaretçi Defteri
  İlginç bilgiler
  Müzik Dinle
  Sinema keyfi
  Oyunlar
  HABERLR
  Videolar
  program indir
  Türkiye'mizi taniyalim
  Gazeteler
  Manzara Resimleri
  şifali bitkiler
  Dini Bilgiler
  Komik Resimler
  Hangi Gün Doğdun
  Sözlük
  Şiirler
  Fıkralar
  Araba Resimler
  Nick Oluşturma
  Motosiklet Resimleri
  Messenger
  En Populer Yalanlar
  Uydudan Harita
  karakalem çalışmaları
  resim upload
  Kur'an-ı Kerim Dinle
  Ders Anlatım
  Fıkralar 2
  Müzik Dinle2
  Klipler
  Espiriler
  Yabancı Müzik
  İndir
  Oyun indir(demo)
  Karikatürler
  Dünyanın 7 harikası
  Mevlana'nın 7 öğüdü
  chat odası
  karışık nickler
  veda hutbesi
  Beatbox show
  Türkçe Nereye Gidiyor?
  Alber Ainstein'in Atatürk'e mektubu
  Albert Einstein'in Gizli Yönlerini Biliyor musunuz
  Kitap Üzerine İstatistik Bilgiler
  Okuma ve İzleme Oranı
  Kitap üzerine
  ilginç bilgiler
  Ağır eçkim videolar
  futbol videoları
  Türkiye
  KLAVYE DE KISAYOL TUIŞLARI
  muhteşem sesler
  TAM İNDİR
  RESİMLİ SÖZLER
  ÖNEMLİ BİLGİLER
  şiirler

Google

http://KENDİ

 

Türkçe Nereye Gidiyor?

Dil, insanlık tarihiyle ortaya çıkmış ve zaman içerisinde değişim geçirerek kendisini geliştirmiş bir olgudur. Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir araçtır. Diller insanlarla ortaya çıkar ve onlarla birlikte gelişim gösterir. Bundan dolayı, ortaya çıktıkları coğrafya, dili kullanan ulusun sosyal, ekonomik ve kültürel değerleri o dilin niteliğini belirler.

Dil bir milletin ses bayrağıdır. Şanlı bayrağımızın yerine başka bayrak koymak bu vatana nasıl ihanetse, güzel dilimizi yabancı kelimelerin istilasına terk etmek aynı ihanettir. Dikkat çekmek istediğim nokta şu; yüzyıllardır kullana kullana Türkçeleştirdiğimiz veya aslında Türkçe olan sözcüklerin yerine ağırlıklı olarak İngilizce kelimeleri koymak bir meziyet oldu.

“By by “ kelimesi çocuklarımızın taze dimağında yer buluyor. Ne oldu “güle güle” ye?” Daha başka örnekler de var. Berberler  “Hair designer” olmuş, mağazalarımız “Show center”. Kunduracılar “Shoes”. “Star” gazetesi okuyoruz.

Türkçeye ve Türk kültürüne sahip çıkma günden güne azalmakta. İnsan kendine sormadan edemiyor . “Nedir bu önüne alınamayan gerileme!”

Atatürk “Türk Kimliğini” Türkçe ile tanımlamıştır. Türkçeyi, dolayısıyla Türk kültür ve kimliğini yabancı boyunduruklardan korumak, bunun için de eğitimi her düzeyde Türkçe ile yapmak, halkın yabancı dille, eğitime özenmesini önleyecek tedbirler almak olmuştur.

Kurtuluş Savaşı’nın sona ermesiyle ortaya çıkan tüm çalışmalarda sadece kendi özümü yaşatmaya ve geliştirmeye çalışmaktan ibaret değil midir? Elbette ki; hiçbir dil içinde bulunduğu durum itibariyle diğer dillerden de etkilenmemiştir diyemeyiz.  Her millet birbirleriyle sözcük alışverişine girmiştir. Fakat kendi öz benliğimizden vazgeçip yalnızca yabancı dillerin etkisi altına girmekte insana “bu kadar da olmaz dedirtecek cinsten.”

Bazıları da “Türkçe bir iki nesil sonra yok olmadan yabancı dille eğitime son verilmeli, onun yerini yabancı dil takviyeli Türkçe Fen liseleri veya Türkçe bilim ve teknik yayınları (telif ve tercüme, dergi ve kitaplar) devlet ve çeşitli kuruluşlarca teşvik edilmeli. Unutulmamalı ki, Türk Devleti’nin birinci görevi Türk adının, kimliğinin, onun için de Türkçenin ilelebet yaşamasını sağlamaktır.”diyor. Belki de bu kadar katı olmamak da gerekli; ancak  şu anki durumumuza bakılırsa bunun şart olduğunun söylemeden geçemiyor insan.

Çocuklarımıza Türk benliğini aşılayamazsak ve onlara Türk olmanın ne kadar farklı ve güzel olduğunu anlatamazsak; ne Türklüğün ne de Türk Dilinin bir önemi kalacaktır. Her girdiğimiz mağaza isimleri, günlük konuşmalarımıza giren sözcükler, hayatımızın bir parçası olan bilgisayarda yapılan yazışmaların bizleri ne kadar etkisi altında aldığı bir gerçektir. Özellikle turistik bölgelerde Türkçe konuşmak ve işyerlerine Türkçe adlar vermek âdeta ayıp görülmeye başlandı. Kurum kuruluş adları, gazete ve dergi adları, sabahları birbirimize verdiğimiz selam sabah konuşmaları…

Bu kadar güçlü bir dile sahip olmanın verdiği rahatlığı yaşayıp daha geliştirmek yerine onu yozlaştırmaya ve hayatımızdan kolayca çıkarmaya çalışma peşine düşmüş gibiyiz. Artık yavaş yavaş küstahlaşmaya başladığımız elimizdeki değerlere sahip çıkamayacak kadar küçüldüğümüzü bile göremiyoruz. Acaba farkında olmadan Türkçe konuşmaya gericilik olarak mı kabul ediyoruz. Ya da gelişimizi yabancı kelimelerin dile sokuluşuyla gerçekleşeceğini mi söyledi birileri de bizim haberimiz yok. Dilimizin ve kültürümüzün öneminin farkında olmamamız da gönüllü birer sömürge olduğumuzun göstergesi değil midir? Bu hiç aklımıza gelip de düşündük mü bunu.

Ülkemizin gelişimini de ekonomik yeterliliklere bağlamak da çok yanlış bir düşünce. Kültürsüz bir milletin ya da kültürünü kaybetmeye mahkum bir milletin ilerlemesi de söz konusu değildir.

Okullarımızda her sabah ant içtiğimiz Ne mutlu Türk’üm diyene” cümlesine ne oldu peki? Değerlerimiz, yaşantılarımız ne bu kadar hızlı bir değişim içerisinde?

Biraz daha dikkat etmemiz ve bunları düşünmemiz gerekiyor. Düşünüp neler yaptığımıza bakmadığımız müddetçe öz benliğimizi kaybetmek elden bile değil.

 

 

 

Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol